Eski İstanbul Mutfağı Nedir? Özellikleri Nelerdir?Eski İstanbul Mutfağı Nedir? Özellikleri Nelerdir?
İstanbul, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürlerin ve lezzetlerin kesişim noktası olmuş bir şehirdir. Bu durum, İstanbul mutfağını zengin, çeşitli ve benzersiz kılmıştır. Ancak, eski İstanbul mutfağının derinlerine indiğimizde, bugün bildiğimiz pek çok malzemenin ve yemeğin aslında o dönemde bulunmadığını, mutfağın temelinin daha farklı unsurlardan oluştuğunu görmekteyiz.
 
Eski İstanbul Mutfağının Temel Özellikleri
2024 Dünya Gastronomi Ve Turizm Trendleri makalemde de değindiğim Eski İstanbul mutfağı, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olan İstanbul'un mutfak kültürünü yansıtır. Bu mutfak, saray mutfağından halk mutfağına kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Saray mutfağı, gösterişli ziyafetler ve zengin yemeklerle doluyken, halk mutfağı daha sade ve ekonomik yemeklerle karakterizedir. Dünyada Aşçılık Mesleğinin Değişiminin gelişiminde İstanbul mutfağının en belirgin özelliklerinden biri, Doğu ve Batı kültürlerinin birleşimidir. Hem Anadolu'nun derinliklerinden gelen geleneksel lezzetler hem de Avrupa mutfağından etkilenmiş yenilikçi tatlar bir arada bulunur.
 
Çeşitlilik ve Bol Malzeme Kullanımı
İstanbul mutfağında çeşitlilik ön plandadır. Deniz ürünlerinden kırmızı ete, sebzelerden baklagillere kadar geniş bir malzeme yelpazesi kullanılır. 2024'de restoran trendlerinde de yer alan balık ve deniz ürünleri, Boğaz'ın nimetleri olarak sofralardan eksik olmaz. Özellikle lüfer, palamut ve hamsi gibi balık türleri İstanbul mutfağının vazgeçilmezlerindendir. Kuzu eti, köfte ve kebap çeşitleri ise karasal lezzetlerin temsilcileridir.
 
Baharatlar ve Aromalar
Baharatlar, Pişirme Teknikleri & Pişirme Yöntemleri ile eski İstanbul mutfağının ruhunu oluşturan unsurlardır. Tarçın, karanfil, kişniş, kimyon, safran ve muskat gibi baharatlar yemeklere hem lezzet hem de aroma katar. Özellikle zengin ve çeşitli baharat kullanımı, İstanbul mutfağının diğer mutfaklardan ayrılmasını sağlar. 2024 gastronomi trendlerinde geleceğin menü trendleri makalemde de yer verdiğim baharatların yanı sıra, gül suyu, turunç suyu ve sirke gibi aromatik bileşenler de sıkça kullanılır.
 
Tatlı ve Tuzlu Birlikteliği
Eski İstanbul mutfağında tatlı ve tuzlu tatların ustalıkla bir araya getirilmesi dikkat çeker. Örneğin, pilavlar genellikle badem, kuru üzüm ve kayısı gibi tatlı malzemelerle zenginleştirilir. Et yemeklerinde ise şeker ve bal gibi tatlandırıcılar kullanılarak farklı bir lezzet profili oluşturulur. Gastronomide Geleceğin Restoranlarında da kullanılacak olan bu kombinasyonlar, damakta unutulmaz tatlar bırakır.
 
Şerbetler ve İçecekler
Şerbetler, eski İstanbul mutfağının önemli bir parçasıdır. Gül şerbeti, demirhindi şerbeti, nar şerbeti gibi içecekler hem serinletici hem de sağlıklıdır. Bu şerbetler, özel günlerde ve kutlamalarda sıklıkla tüketilir. Ayrıca, 2024 Dünya Gastronomi Trendlerinde bulunan boza ve sahlep gibi sıcak içecekler de İstanbul mutfağının vazgeçilmezlerindendir.
 
Eski İstanbul Mutfağında Yeni Dünya Lezzetleri: Domates, Biber, Patates
Eski İstanbul Mutfağının temel özelliklerini ele aldıktan sonra, bu mutfağın zamanla nasıl evrildiğine ve Yeni Dünya lezzetlerinin nasıl entegre edildiğine göz atalım. Yapmış olduğum araştırmalara göre, bu dönüşüm süreci oldukça dikkat çekicidir.
 
Domatesin Gelişi ve Mutfağa Etkisi
Domates, Yeni Dünya'dan gelerek Osmanlı mutfağına dahil olan önemli bir sebzedir. İlk başlarda süs bitkisi olarak kullanılan domates, zamanla yemeklerde kullanılmaya başlanmıştır. Domatesin İstanbul mutfağına girişi, yemeklerin rengini ve lezzetini büyük ölçüde değiştirmiştir. Özellikle 2024 profesyonel otel mutfakları ve Restoran Mutfağı Trendlerindeki soslar ve çorbalar domatesle zenginleştirilmiş, pilavlar ve dolmalar yeni bir boyut kazanmıştır.
 
Biberin Çeşitliliği ve Kullanımı
Biber, İstanbul mutfağına giren bir diğer Yeni Dünya sebzesidir. Acı ve tatlı çeşitleriyle yemeklere farklı lezzetler katmıştır. Biber, özellikle salatalarda, mezelerde ve kebaplarda sıkça kullanılır hale gelmiştir. Ayrıca, dolmalık biber ile yapılan dolmalar, 2024 Yemek Trendlerindeki İstanbul mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olmuştur.
 
Patatesin Yaygınlaşması ve Yemeklerdeki Rolü
Patates, İstanbul mutfağına sonradan giren fakat hızla benimsenen bir diğer sebzedir. Patates, kızartmalardan püreye, güveçlerden salatalara kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. Özellikle, kıymalı ve kuşbaşı etli yemeklerde patates, yemeğin doyuruculuğunu ve lezzetini artırmıştır.
 
Eski İstanbul Mutfağının Günümüze Etkisi
Gastronomi trendlerinde Sürdürülebilir Restoran Mutfağı özelliklerini koruyan eski İstanbul mutfağı, modern Türk mutfağının temel taşlarını oluşturur. Bugün bile birçok restoran ve evde, eski İstanbul mutfağının tarifleri ve yöntemleri kullanılmaktadır. Bu mutfak, kültürel mirası yaşatan gastromilliyetçilik, Türk mutfak kültürü özellikleri sadece tarihsel bir öneme sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda günümüz gastronomisinin de vazgeçilmez bir parçasıdır. Şef Ahmet Özdemir olarak, eski İstanbul mutfağının bu zengin mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak büyük bir gurur kaynağıdır.
 
Sonuç
Şef Ahmet Özdemir olarak, Gastronomide dünya aşçılık tarihi ve dünya mutfak tarihinde eski İstanbul mutfağının derinliklerine bir yolculuk sunmak istedim. Dünya Mutfaklarının Tarihsel Gelişiminde de rol oynayan eski İstanbul mutfağı, zengin tarihî ve kültürel geçmişiyle, bugün bildiğimiz pek çok yemeğin temelini atmıştır. Bu mutfağın özelliklerini ve Yeni Dünya lezzetlerinin entegrasyonunu anlamak, sadece tarihî bir bilgi edinmekle kalmaz, aynı zamanda günümüz mutfağını daha iyi takdir etmemizi sağlar. Bu bilgiler ışığında, Anadolu Mutfak Kültürünün Gelişiminide etkileyen eski İstanbul mutfağının inceliklerini keşfetmek ve bu zengin mirası yaşatmak adına sizleri de bu lezzetli yolculuğa davet ediyorum.
 
* Eski İstanbul mutfağı nedir?
* Eski İstanbul mutfağının özellikleri nelerdir?
* Eski İstanbul mutfağında hangi yemekler öne çıkar?
* Eski İstanbul'da en popüler yemekler nelerdir?
* Eski İstanbul mutfağında kullanılan baharatlar nelerdir?
* Eski İstanbul'da sokak yemekleri nasıldı?
* Eski İstanbul mutfağının en bilinen tatlıları nelerdir?
* Eski İstanbul'da balık yemekleri nasıl yapılırdı?
* Eski İstanbul mutfağında et yemekleri nelerdir?
* Eski İstanbul'da kahvaltı kültürü nasıldı?
* Eski İstanbul mutfağında sebze yemekleri nelerdir?
* Eski İstanbul'un meşhur içecekleri nelerdir?
* Eski İstanbul mutfağında kullanılan pişirme teknikleri nelerdir?
* Eski İstanbul'da bayram yemekleri nasıl hazırlanırdı?
* Eski İstanbul'da yemek sunumu nasıldı?
* Eski İstanbul mutfağında kullanılan mutfak aletleri nelerdir?
* Eski İstanbul'un zeytinyağlı yemekleri nelerdir?
* Eski İstanbul mutfağında meze kültürü nasıldı?
* Eski İstanbul mutfağında yoğurt nasıl kullanılırdı?
* Eski İstanbul'un yemek tarifleri nereden gelirdi?
 
Not:
*** Yukarıdaki Yazı içeriğinde etiketlenerek belirtilmiş olan konular ve sorular ile ilgili alanlarda daha fazla bilgi ve gastronomi danışmanlığı hususunda hizmet alanlarım içerisinde bulunan başlıklarda destek almak için iletişim bilgilerimden tarafım ile bağlantıya geçebilirsiniz. ***
 
Koord. Şef Ahmet ÖZDEMİR
Uluslararası Ve Kıtalararası
Restoran Danışmanı Ve Mutfak Danışmanı
Osmanlı Ve Türk Mutfağı Dünya Gönül Elçisi
* www.hasascibasiahmetozdemir.com
* www.gastronomyconsultation.com
* www.topuzkebab.com
 
Önemli not:
*** Zaman zaman gastronomi ve turizm trendleri üzerine kaleme aldığım mesleki yazılarımı'da inceleyebilirsiniz. Ayrıca Uluslararası Ve Kıtalararası Restoran Danışmanlığı Ve Mutfak Danışmanlığı verdiğim resmi ingilizce web sitemide "alttaki resmi tıklayarak" inceleyebilirsiniz.
 
International And Intercontinental Restaurant Consultant and Kitchen Consultant
 
Eski İstanbul Mutfağında Yeni Dünya Lezzetleri: Domates, Biber, Patates
Özge Samancı**
 
15. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına değin Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul, bir yandan saray kültürü, diğer yandan kentin kendi içinde barındırdığı kültürel çeşitlilik ve başkent olmanın getirdiği ticari, kültürel ve ekonomik dinamikler ile zengin bir mutfak kültürü oluşturmuştur. Seçkin İstanbul mutfağında kullanılan malzemeler, tercih edilen lezzet ve tatlar yüzyıllar içinde değişerek farklılık göstermiştir.
 
İstanbul mutfak kültüründe damak tadının değişim yolculuğunda, tüketimi on 18. yüzyılın sonlarından itibaren başlayan ve esas olarak 19. yüzyılda yaygınlaşan Amerika kökenli yenilebilir bitkiler önemli rol oynamıştır. Domates, yeşil biber, kırmızı biber, patates, sakız kabağı, bal kabağı, fasulye, mısır, karnabahar, yer elması, vanilya, kakao ve yenibahar, tüm bu Amerika kıtasına özgü bitkiler, on altıncı yüzyıldan sonra eski kıtalara ulaşmış ve zaman içinde Avrupa, Asya ve Afrika’nın mutfak kültürlerine uyum sağlamıştır.1
 
Amerika kökenli bu yenilebilir bitkiler Osmanlı döneminde İstanbul mutfağına oldukça geç bir dönemde, 18. yüzyıldan itibaren gelmiş ve zaman içinde Türk mutfak kültürünün bir parçası olmuşlardır. Osmanlı saray mutfaklarının muhasebe kayıtlarına göre Amerika menşeli bir meyve olan domates saraya ilk olarak kavata adıyla yeşil renkli bir çeşidi ile 1690’larda girmiştir.2
 
18. yüzyıla ait yemek risaleleri ve saray mutfak defterlerine göre bu dönemde İstanbul mutfağında domates tüketimi yaygınlaşmamıştır. 19. yüzyılın başlarından itibaren ise hem kırmızı hem de yeşil domatesin Osmanlı saray mutfaklarının muhasebe defterlerinde yer almaya başladığı görülmektedir.3
 
İlk baskısı 1844’te gerçekleşen Melceü’t-Tabbâhîn (Aşçıların Sığınağı) adlı Osmanlı Türkçesi yemek kitabında içinde domates bulunan en fazla sekiz yemek tarifi bulunmaktadır. Yeşil domates daha ziyade ekşi yemeklerde ve turşuda kullanılırken, kırmızı domates beş tarifte yer alır: Şiş kebap, domatesli koyun yahnisi, domatesli pilav, sebze türlüsü ve domates salatası.4 Domates on 19. yüzyılda Osmanlı coğrafyasında ziraatı yapılan bir ürün haline gelmiş ve mutfakta kullanımı da artmıştır.
 
1850’lerden itibaren saraya ait bostan ve bahçelerde de üretimi yapılan domates,5 1883’te yayımlanmış olan Ev Kadını adlı yemek kitabındaki birçok tarifte yer almaktadır. Sekiz yüzden fazla tarifin yer aldığı bu yemek kitabında domates kırkı aşkın çorba, dolma, musakka, sebze tarifinde kullanılan bir malzemedir.6 
 
İstanbul Mutfağında Yeni Dünya Lezzetleri: Domates, Biber, Patates
 
Domates tüketimi 19. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul mutfağında başlamış olsa da mutfakta yoğun bir şekilde salça ve domates kullanımı günümüzdeki kadar fazla olmamıştır. Domates ve domates salçasının Türk mutfağındaki kullanımı 20. yüzyılda, özellikle de savaş ve yokluk dönemlerinde artacaktır. Örneğin, 1919’da yayımlanmış olan Etsiz, Yağsız Tecrübeli Yemekler isimli yemek kitabında etsiz ve yağsız pişirilen sebze yemeklerini lezzetlendirmek için bu yemeklere bol miktarda soğan ve domates katıldığı görülmektedir.7
 
Amerika menşeli diğer ürünler arasında yer alan fasulye, sakız ve bal kabağı, yeşil ve kırmızı biber de İstanbul ve Osmanlı saray mutfaklarına 18. yüzyılın sonlarından itibaren girmiş ve tüketimi esas olarak 19. yüzyılda yaygınlaşmıştır. Kırmızı biber ilk olarak 18. yüzyıla ait bir tarifte, bir turşu tarifinde, yer almaktadır.8
 
Mehmet Kâmil’in 1844, Ayşe Fahriye’nin 1883 tarihli yemek kitaplarının yeni baskıları 2016 ve 2018’de Çiya Yayınları'nca yapıldı.
 
Yeşil ve kırmızı biber 19. yüzyılda saray mutfaklarına alınan ürünler arasında yer almaya başlar. Kırmızı toz biber “Arnavut biberi” adı altında 1844 tarihli Aşçıların Sığınağı’nda seyrek olarak tariflerde yer alır; fakat hiçbir zaman kırmızı biberin verdiği acı tat İstanbul mutfağında baskın bir tat haline gelmez. Karnabahar ve yer elması sebzelerin sevilerek kullanıldığı İstanbul mutfağında musakka, bastı ve zeytinyağlıların bir malzemesi haline gelir.
 
Mısır ziraatı Osmanlı coğrafyasında ilk olarak Balkanlar’da 18. yüzyılda başlamıştır.9 Mısır, “mısır-ı buğday” adıyla Osmanlı saray mutfak kayıtlarında ancak 1840’lı yıllarda yer almaya başlar.10 Aynı dönemde bir başka Amerika kökenli sebze olan patates de saray mutfaklarına girmiştir. 
 
Az da olsa saray mutfaklarına özellikle yabancı konukların ağırlandığı alafranga usulde düzenlenen saray ziyafetleri için gerekli olan erzak alım listelerinde patatesin (patata) yer aldığı görülmektedir.11 Patates 1840’lı yıllarda Osmanlı damak tadı için hâlâ egzotiktir. Mehmed Kâmil, Aşçıların Sığınağı’nda, patatesi bir çeşit yer elmasına benzetir ve patatesin İtalyan mutfağı kaynaklı bir sığır yahnisi yemeği hazırlanmasında kullanılmasını önerir.12
 
Patates tüketiminin yaygınlaşması Adapazarı çevresinde 19. yüzyıl sonlarında ziraatının artmasıyla birlikte,13 Birinci Dünya Savaşı ve Mütareke yıllarında İstanbul’daki yokluklarla ilişkilendirilebilir. Mütareke yıllarının yokluk dönemlerinde mutfak ekonomisini verdiği tarifler aracılığıyla canlandıran Hüseyin Hüsnü, Etsiz, Yağsız Tecrübeli Yemekler kitabında patlıcan, domates, lahana ve yeşil biber dolmalarının tariflerinde et yerine iç malzeme olarak haşlanmış patates veya ekmek kullanılmasını önerir.14
 
İstanbul Mutfağında Yeni Dünya Lezzetleri: Domates, Biber, PatatesVanilya, kakao ve yenibahar seçkin Osmanlı mutfağında yine 19. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanan tat vericiler arasında yer alır.15 Vanilya ve kakao alafranga kek, pasta ve tatlı yapımında kullanılır. Tüketimi sınırlıdır. Çikolata alafranga tüketim kalıplarının yaygınlaştığı Pera bölgesindeki pastane ve kafelerde meraklısına bonbon, draje ve içecek olarak sunulur. Yenibahar tarçınla birlikte ilk olarak günümüzde olduğu gibi zeytinyağlı dolma içlerinin hazırlığında kullanılır.
 
Amerikan menşeli bitki bazlı ürünlerin Osmanlı mutfağına uyum süreçlerini dile getiren bu kısa yazının amacı, günümüz Türkiye’sinde var olan mutfak kültürünün zaman içinde yaşadığı değişimin bir çehresini aralamak ve mutfakta lezzet ve lezzet algısının değişken bir unsur olduğunu hatırlatmaktır.
 
1 Özge Samancı, “Vegetable Patrimony of the Ottoman Culinary Culture”, Proceedings of the IVth International Congress of Ethnobotany (ICEB 2005) içinde, der. Z. Füsun Ertuğ (İstanbul: Ege Yayınları, 2006), 565-570.
2 Tülay Artan, “Aspects of the Ottoman Elite’s Food Consumption: Looking for ‘Staples’, ‘Luxuries’ and ‘Delicacies’ in a Changing Century”, Consumption Studies and the History of the Ottoman Empire 1550-1922: An Introduction içinde, der. Donald Quataert (New York: State University of New York Press, 2000), 107-200.
3 Özge Samancı, La Cuisine d’Istanbul au XIXe siècle (Rennes: Presses Universitaires de Rennes, Presses Universitaires François-Rabelais, 2015), 87.
4 Bkz. Mehmed Kâmil, Melceü’t-Tabbâhîn (İstanbul, 1844.)
5 1854 yılına ait saray mutfak defterlerine göre Feriye, Beylerbeyi, Çırağan, Ortaköy, Aynalı Kavak bostan ve bahçelerinden saraya gönderilenler arasında sakız kabağı, çalı fasulyesi, fasulye, biber, yeşil biberin yanı sıra yeşil domates ve kırmızı domates yer almaktadır. Bkz. BOA, Cevdet Saray, no. 257.
6 Ayşe Fahriye, Ev Kadını (İstanbul: Mahmud Bey Matbaası, 1883).
7 Hüseyin Hüsnü, Etsiz, Yağsız Tecrübeli Yemekler (İstanbul: Cemiyet Kütüphanesi, 1919). Metin çözümlemesi ve çevrimyazısı için bkz. Güldane Gündüzöz, “Mütareke Yıllarının İstanbulu’na Mutfaktan Bakmak”, OTAM 40 (Güz 2016): 279-302.
8 M. Nejat Sefercioğlu, haz., Türk Yemekleri (XVIII. Yüzyıla Ait Yazma Bir Yemek Risalesi) (Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Yayınları, 1985).
Traian Stoianovich ve Georges C. Haupt, “Le maïs arrive dans le Balkans,” Annales: ESC XVII (1962): 84-93. 10 BOA, CS, no. 6078, Receb 1259 (28 Temmuz-26 Ağustos 1843).
11 Samancı, La Cuisine d’Istanbul, 87-88.
12 Mehmed Kâmil, Melceü’t-Tabbâhîn, 33.
13 “Articles Spéciaux: Pommes de Terre”, Revue Commerciale du Levant Bulletin Mensuel de la Chambre de Commerce Française de Constantinople (Constantinople: Imprimerie Française, Galata, Şubat 1897): 134-139. 14 Hüseyin Hüsnü, Etsiz Yağsız Tecrübeli Yemekler.
15 Samancı, La Cuisine d’Istanbul, 73-74.
 
Has aşçıbaşı Ahmet ÖZDEMİR olarak kaynak gördüğüm:
Sn. Özge Samancı 'ya ilgili "Mutfağında Yeni Dünya Lezzetleri: Domates, Biber, Patates" isimli akademik çalışmaları için yürekten teşekkür eder mesleki yaşamlarında başarılar dilerim. İlgili araştırmalarda ve gastronomi ve aşçılık camiasında ihtiyacı olanlar tarafından mutlaka örnek olarak dikkate alınacaktır.